Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

daha küçük

См. также в других словарях:

  • küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sonsuz küçük — is., ğü, mat. Sıfıra eşit olmamak şartıyla, herhangi bir sayıdan daha çok sıfıra yakın olabilen değişken …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adımlarını sıklaştırmak — daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek Ferit daha hızlı yürüdü, onlar da adımlarını sıklaştırarak aradaki mesafeyi muhafazaya çalışıyorlardı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ÂLEM-İ ASGAR — Daha küçük âlem. En küçük âlem. * İnsan. (Nasıl ki insanın anasırları, Kâinatın unsurlarından; ve kemikleri; taş ve kayalarından; ve saçları nebat ve eşcarından, ve bedeninde cereyan eden kan ve gözünden, kulağından, burnundan ve ağzından akan… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İSM-İ TAFDİL — Renge, şekil ve vasfa dâir (ef al) vezninde olan mutlak ve uzuv noksanlığına delâlet etmemek üzere mukâyeseli üstünlük ifâde eden sıfatlardır. Daha büyük, en büyük, daha küçük, en küçük, en güzel, daha güzel gibi mânâlara gelir. (Kebir… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • aşağı — is. 1) Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı 2) Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri 3) sf. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik. A. Gündüz 4) sf. Bayağı, adi 5) sf., mec. Niteliği düşük,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçültmek — i 1) Büyükken daha küçük duruma getirmek Lokmasını bir iki kez çiğneyerek küçülttü. N. Cumalı 2) Yaşını gizleyerek küçük göstermek 3) mec. Değerini ve onurunu azaltmak Adamcağızı küçülten, küçük düşürmek isteyen numara anlaşılmıyor. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ATOM — yun. Maddenin bölünemez en küçük parçası manasında eski çağ felsefesinde kullanılan bir tâbir, günümüze kadar gelmiş ve ilmî tabir olarak kalmıştır. Atom, maddenin bölünmez bir parçası değil, kendisi de daha küçük parçalardan yaratılmış çok küçük …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SUGRA — (Suğra) Daha küçük, pek küçük. * Man: Hadd i asgarın bulunduğu cümle. Birinci kaziyye. Küçük önerme. (Bak: Hadd i asgar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • cin — mukayese edatı. (ufak, küçük)cin ufak:daha küçük(en cin ufak:çok küçük) …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • bölme — is. 1) Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim 2) Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum. R. H. Karay 3) Büyük bir yeri, alanı küçük oda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»